- Katılım
- 10 Ocak 2017
- Mesajlar
- 474
- Reaksiyon puanı
- 342
- Puanları
- 115
- Yaş
- 54
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Bu Evin Rabiyesi Hakkı için
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(Kar©glanin 24 Mart 2018 Vaazi)


قُلْ إِنَّنِي هَدَانِي رَبِّي إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ دِينًا قِيَمًا مِّلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn
Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn.
Meali :
De ki: “Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk’a yönelen İbrahim’in dinine iletti. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.”
“Muhakkak ki; benim namazım, kurbanım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.”
Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 161. ve 162. ayet
---oOo---
Hakîm'in babası Muaviye îbni Hayde anlatıyor:
— Dedim ki, ya Resûlallah; kime iyilik edeyim?
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
— Annene, dedi. Kime iyilik edeyim? dedim.
— Annene, dedi. Kime iyilik edeyim? dedim.
— Annene, dedi. Kime iyilik edeyim? dedim.
— Babana; sonra en yakına, ondan sonra en yakına... dedi.
( Hadis-i Şerif , Tirmizî: Kitab'ül Birri ve's-Sılâ, Bab : Ma câ'e fi Birri'l-Valideyni Ebu Davud: Kitab'ül Edeb, Bab ; Birrü'l Valideyni. Hakîm: «Bu hadîs sahihdir.)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :

قُلْ أَغَيْرَ اللّهِ أَبْغِي رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ وَلاَ تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلاَّ عَلَيْهَا وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ثُمَّ إِلَى رَبِّكُم مَّرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Kul e gayrallâhi ebgî rabben ve huve rabbu kulli şey’in, ve lâ teksibu kullu nefsin illâ aleyhâ, ve lâ teziru vâziratun vizra uhrâ, summe ilâ rabbikum merciukum fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn
Meali :
De ki: “Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir.
(Sadakallahul Aziym EN'ÂM Suresi 164. ayet)
RAB NEDİR?
Terbiye etmek, yetiştirmek, ıslah ve tamir etmek, yönetmek, sorumluluk almak, istediğini yapabilmek, başkan olmak, toplamak, yığmak, hazırlamak; malik ve sahip olmak, nimeti artırmak, üstünlük ve efendilik anlamlarındaki "r-b-b" kökünden türeyen Rabb, efendi, malik, sahip, terbiye eden, yetiştiren, düzene koyan, düzelten, tedbir alan, sorumluluk üstlenen, yöneten, nimet veren, ihtiyaçları gideren, kefil olan, seçkin, sözü dinlenen, otorite sahibi reis, melik, efendiliği ve üstünlüğü kabul edilen kişi demektir Çoğulu erbâbtır
Arap dilinde "rabb" kelimesi; itaat edilen efendi, bir şeyi ıslah eden, bir şeyin maliki ve sahibi anlamlarında kullanılmıştır Rabb kelimesi, terbiye anlamında mastar iken mübalağa kastı ile terbiye ediciye (mürebbî) isim olmuştur.
Rabb, levh-i mahfûz'un Arş ve 7 semadaki düzeninin işleyişini Allah'ın sevk ve idare etme sıfatı olarak da tanımlanabilir.
Rab kelimesi Arapça bir kelime olup, Kur'an'da Allah lafından sonra en çok kullanılan isimdir; 970 defa zikredilir.[1]
RABiYE NE DEMEKDiR ?
Rab Allahin Terbiyet ediciligini anlatan ismi ve sifatidir, öyle olunca, insanin iki Rabbi : Anasi ve Babasi demek olur , Hz Yusuf Babasina "Rabbim" diye itaf ederdi,
Rab aynen "mümin" erkek mümine(iman eden erkek kimselere) verilen isim ve "mümine" bayan mümine (iman eden bayan kimselere) verilen isim yani eril ve dişillik ifade eder, ve yine "Halim" erkek ismi ve "Halime" bayan ismi oldugu gibi Rab Erkek terbiyeci yani baba ve Rabiye ise dişi terbiyeci yani anne demek olur, Her ev birer Terbiyet okuludur ve öyle olunca Evdeki annen, baban, deden, ninen, sizleri terbiyet eden Mürebbilerin, veya rablerin demek olur, ve her ev en az dört terbiyet edici rabden oluşur, ve yine o yüzdende bir nevi Erbea arapca dört sayisini temsil eder, ve bu dört kimse ,dört terbiyet edici Rab ve Rabiye demek olur, ve öyle olunca bir anne, bir de kaynana anne, bir baba, birde kayin baba, etti iki baba iki anne, ve etti dört Büyük RAB ve öyle olunca

فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَذَا الْبَيْتِ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Felya’budû rabbe hâzâl beyt
Meali :
Öyleyse bu evin Rabbine kulluk edin.
(Sadakallahul Aziym KUREYŞ Suresi 3. ayet)
Ben dersemki "bu evin Rabbi ve Rabiyesi hakki için" deyince o evin ana babasi, dede ninesi hakki için demiş olurum, yani Rabiye Rabbin (Rab isminin) dişil halidir, anac halidir Rahim teceliyatli hali. ve ana terbiyesi ile baba terbiyesi farkli terbiyettir, ana : yemek yapmasini, bulaşik, yikamasini sökük dikmesini, cocuk bakmasini,.... ögretir. Erkek, yani baba ise odun kesmesini, tirpan bicmesini, kavga etmesini........... ögretir . Farkli terbiyet yetenekleri. Rablik işde insanin hayati idame edebilmesi için gerekli ilk ve basit ana kurallari ögreten kimseler veya Allah in yani hepimizin Rabbinin o kimselerdeki tecelli ettigi hali demek olur.
Peki neden miras hukukunda kadina bir hisse, erkege iki hise, verildi anne ve baba ikisde ayni rab ise

يُوصِيكُمُ اللّهُ فِي أَوْلاَدِكُمْ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الأُنثَيَيْنِ فَإِن كُنَّ نِسَاء فَوْقَ اثْنَتَيْنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَ وَإِن كَانَتْ وَاحِدَةً فَلَهَا النِّصْفُ وَلأَبَوَيْهِ لِكُلِّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا السُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ إِن كَانَ لَهُ وَلَدٌ فَإِن لَّمْ يَكُن لَّهُ وَلَدٌ وَوَرِثَهُ أَبَوَاهُ فَلأُمِّهِ الثُّلُثُ فَإِن كَانَ لَهُ إِخْوَةٌ فَلأُمِّهِ السُّدُسُ مِن بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصِي بِهَا أَوْ دَيْنٍ آبَآؤُكُمْ وَأَبناؤُكُمْ لاَ تَدْرُونَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ لَكُمْ نَفْعاً فَرِيضَةً مِّنَ اللّهِ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيما حَكِيمًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yûsîkumullâhu fî evlâdikum liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn(unseyeyni), fe in kunne nisâen fevkasneteyni fe lehunne sulusâ mâ terak(terake), ve in kânet vâhideten fe lehân nısf(nısfu). Ve li ebeveyhi li kulli vâhidin min humâs sudusu mimmâ terake in kâne lehu veled(veledun), fe in lem yekun lehu veledun ve varisehû ebevâhu fe li ummihis sulus(sulusu), fe in kâne lehû ıhvetun fe li ummihis sudusu, min ba’di vasiyyetin yûsî bihâ ev deyn(deynin). Âbâukum ve ebnâukum, lâ tedrûne eyyuhum akrabu lekum nef’â(nef’en), farîdaten minallâh(minallâhi). İnnallâhe kâne alîmen hakîmâ
Meali :
Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Sadakallahul Aziym NİSA Suresi 11. ayet)
Bunu anlamak bu kadar zormu yani?
Burdaki ikiye bir hisse, cünkü her kadin, Eğer evlenirse, bir erkek onun kocasi olacak, ancak o kadin o evin masrafini karşilamak ile sorumlu degil, ne dedi peygamber
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Ashâbım! Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Vasiyyetimi tutunuz. Zira onlar sizin idarenize ve himâyenize verilmişlerdir.
Kesin olarak bildiğiniz bir ahlâksızlık yapmadıkları takdirde, onlar üzerinde zorbalık kurmaya hakkınız yoktur. Eğer ahlâk dışı bir hareket yaparlarsa, onları yataklarında yalnız bırakın. Bir yerlerini incitmeyecek şekilde dövün. Şayet size itaat ederlerse, artık onlara zarar verecek bir şey yapmayın.
Şunu bilin ki, sizin kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Sizin onlar üzerindeki haklarınız, yatağınızı yabancılardan korumaları, istemediğiniz kimseleri evinize almamalarıdır.
Onların sizin üzerinizdeki hakları ise, giyim kuşam ve yeme içme konularında kendilerine iyi imkânlar sağlamanızdır.”