- Katılım
- 10 Ocak 2017
- Mesajlar
- 474
- Reaksiyon puanı
- 342
- Puanları
- 115
- Yaş
- 54

Acbül Zenb Nedir? Nerededir? Insan da Senede erdigi Kemalatinin iki defa Tohumunu Verir

(Kar©glanin 02 Nisan 2018 Vaazi)


يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَيُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَكَذَلِكَ تُخْرَجُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi ve yuhyil arda ba’de mevtihâ, ve kezâlike tuhracûn
Meali :
Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de (mezarlarınızdan) işte böyle çıkarılacaksınız.
Sadakallahul Aziym RUM Suresi 19. ayet
---oOo---
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Sûra iki üfleme arasında kırk vardır.” Ashâb-ı kirâm:
– Ebû Hüreyre! Kırk gün mü? diye sordular.
– Bir şey diyemem, dedi. Sahâbîler:
– Kırk yıl mı? diye sordular.
– Bir şey diyemem, dedi.
– Kırk ay mı? diye sordular.
– Bir şey diyemem, dedi. (Sonra hadisi şöyle tamamladı) “Acbü’z Zenb dışında insanın bütün bedeni çürüyüp yok olur. Yeniden yaratılma işi kuyruk sokumundan başlar. Sonra Allah Teâlâ gökten bir su indirir, herkes bitkiler gibi yeniden canlanır.”
( Hadis-i Şerif , Buhârî, Tefsîru sûre (39), 3, (78), 1; Müslim, Fiten 28)
--ALINTI--
Hadisimizde yeniden diriliş konusunda çok önemli bir bilgi verilmektedir. Toprak, insanın bütün cesedini yiyip tüketecek, ama Efendimiz’in teşbihiyle, bir hardal tanesi gibi olan (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, III, 28) ve dolayısıyla insan bedeninin çekirdeği sayılan acbü’z-zeneb denen kuyruk sokumu çürümeyecektir. Bazı hadislerden öğrendiğimize göre insan acbü’z-zenebden yaratılmıştır; tekrar ondan diriltilip hayat bulacaktır (Müslim, Fiten 142). Kâinattaki her şeyin çürüyüp tükeneceğini, bu sebeple acbü’z-zenebin de çürüyüp yok olacağını söyleyen âlimler vardır. Onlara göre acbü’z-zeneb, uzun süre çürümeden durduğu ve en son çürüyen uzuv olduğu için hiç çürümeyeceğinden bahsedilmiştir.
Acbü’z-zenebin hiç çürümeyeceğinden bahseden hadisler son derece güvenilir ve sağlamdır. Bu hadisleri zâhirî mânalarıyla kabul etmek istemeyenlerin ise hiçbir geçerli delili yoktur. Demek oluyor ki, İsrâfil aleyhisselâm’ın sûra üflemesiyle bu kâinatta var olan her şey yok olup gidecek, bazı rivayetlerde daha açık olarak belirtildiği üzere, kırk yıl sonra gökten bir nevi hayat suyu yağacak ve sûra ikinci defa üflenecek, bu sesi duyan bütün insanlar, bir hardal tanesini andıran kuyruk sokumu kemiğinden bitkiler gibi yeniden diriltileceklerdir.[1]
--ALINTI SONU--
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :

“Toprak, insanoğlunun "acb" dışındaki bütün cesedini yiyip tüketir. İnsan acb den yaratılmıştır, tekrar ondan meydana getirilecektir.”
( Hadis-i Şerif )
insanda bazı bitkiler gibi, senede iki defa, günahlari ve sevablari ile kazandigi kemalat derecesinin meyvasi olan "Acbül Zenb" denilen, yani "Kara Hardal Tanesi" (yada "Günah Tanesi" ) gibi amma bu ondan biraz büyük, cocuklarin oynadigi bir misket büyüklügünde, siyah ve canli, herşeyi duyan, herşeyi görebilen, konuşabilen, ve sana haberler verebilen canli bir hardal tanesi olan tohumunu, senenin iki baharinda, kyuruk sokumundan tohum olarak verir.Gecen haftaki Tefekkür soruimuzuncevabi budur neydi o sorumuz :
###################################
GEÇEN HAFTANIN TEFEKKÜR SORUSU NEYDi?
Biz öyle bir Allah a iman ediyoruz ki, Herşeyi işiten, ve herşeyi gören, ve herşeydan haberdar olan bir Allah a iman ediyoruz. öyle olunca Allah Türkiye Ankarada ki Ahmet amcanin her halini ve yaptıklarını ve yapacaklarini söylediklerini, ve söyleyeceklerini, duyan, gören, bilen, ve hisseden Allah, Almanyadaki Franz in da yaptıklarını yapacaklarini ve söyledklerini, ayni anda duyup görüp bilip hissdiyor, öyle olunca, peki dünyada herşeyi ayni anda, gören, duyan, bilen, ve hisseden ne var ki, biz ona diyelim ki, Allahin o üc sifati veya ismi, bu tek kimsede toplu tecelli ediyor dilyebilelim. kimdir bu halife? hangi halifesinde, bu üc veya dört isim, ayni anda tecelli ediyor?
###################################
Ve bu tohum büyük hacetin ile tuvaletine karişip topraga gider, ve dogacagi yeni yerindeki cibiliyati olacak olan hayvan ve insana dogru gider, ve bazıları bunu görüp alir, ve 3. gözüm acildi derler, hani afedesiniz "Bu Adam götü ile herkesi görüyor, duyuyor" denir ya işde budur, götünddeki gözü, yani "acbül zenb" manasi "Günah Tohumu" insan tohumu, yani bazıları onu ele gecirir ve gitmesine, Topraga karişmasina müsade etmez, ve artik onu esir edip istedigini yaptirtir" Benim cinim var cünüm var diyenler" ve ücüncü gözüm acildi diyenler. Halbuki kicindakinin gözü ile görüyorda, o onun gözü degil, meyva verdiği cibilliyatı olan, yeni halinde cezami cekecek, yoksa, sefa mi sürecek ise, gidecegi yerdeki yeni versionu olcak olan insanin tohumu olcak olan, hardal tenesi, siyah gögcür, yani muhammedin agzi ile yada arap agzi ile günahlarin tohumu (Hardal Tanesi), yani işde Avrupalilarin keşfettgi Alafranga oturmali tuvalet, bizim o kabul edemedigimiz oturakli tuvaleti yapınca onlar, ilk yaptiklarindaki hastane tuvaletlerinde, düşen hacetin, hemen delige düşmez, ve tuvaletin üst katindaki haznede bekler, sonra kalktiktan sonra, onu hemişire inceler, sonra tuvalet deligine su ile yollarsin,

bu gün caminin ana kavramini yitirdigi gibi, o tuvalette anlamini ve gayesini yitirmiş, ve sanki o sadece oturmak gayesi ile icad oldu zanni ile, tuvalete yani kanala akan delik, hacetin hemen kicindan düşünce, suyun icine düşcek vaziyette ki hali ile yeni hale dönüştürülmüş degiştirilmiş, ve gayesine hizmet etmemekde. amma işde halen Avusturyadaki hastanelerde dişki kültürü analizi yapailabilmesi için hastanenin her katinda, bir adet bu işi bilen bir hemşirenin bildigi, ve ona bakip anlayabilcek egitimdeki bir hemşirenin bildigi, bir adet WC bu orjinal old versiondadir. Bu orjinal alafranga tuvaletler kullanilip, hasta hacetini yapar, ve o hacet suya aldirlmamiş vaziyette durur, ve sonra önemli bakilmasi gereken hastalarin o hacetine, yetkili hemşire gider bakar, sonra suya aldirilir. yoksa bu alfranga tuvalette gaye oturmak degildir ilk keşfedilme amaci. Bunu keşefeden ecnebileri görünce, ve gaye ve amaci da bilinmeyince, bizimkiler afedisin "sictigin hacete "Büyük Hacetine" bakilmaz fetvasi verirken, bunu yani Acbül Zenbi farkeden gavur dediklerin, işde o tohumun tuvalete karişmasini önlemek için, oturakli tuvalet ile ve hacetin daha kanalizasyona karişmadan, onun icinden, o tohumu alabilmek için, yada neye ermiş, yada ne hastasi olmuş bakabilmek için, atmi eşekmi ne bu adam bakabilmek için, işde alafranga tuvaleti icad etmiş, o aslinda oturmak için degil ,asli ise acbül zenbi ele gecirmek içindir, yoksa o topraga yani bugünün kanalizasyonuna karişir gider, amma hakmi bu, onu "Acbül Zenbi" mahpus etmek, esire etmek, topraga karişmasina müsade etmemek, hakmdir, adaletmidir? hayir degil, amma bazıları işde bunu, aynen kuran ayetlerini kötü yol olan, sihir büyü için kullandiklari gibi, bu tohumuda mahpus ve esir edip "benim cinim var" diyenler, ananın ... a var, ne cini mini, işde o hardali mahpus ve esir edip, onunla görür, duyar, ve ondan haber alir. ve dünyada hersene iki defa ilkbahar vardır bizde ilkbahar olur, aşagida, Afrika ve Brezilya ve Avustralya gibi alttakilerde sonbahar olur, ve bizde sonbahar oluncada, onlarda ilk bahar olur, böylece dünyada senede iki defa ilk bahar, iki defa sonbahar,.... olur, öyle olunca, Allah bu dünyaya koydugu bu kurali, kuşlara koymuş ve göcmen kuşlar, senede iki baharda, iki defa yavru cikarir, ve iki döl verir, insanda işde günahlari ve sevablari sebebiyle erdigi cibilliyatin mevsimi olan tohumu, mevsiminde, o kara hardal tohumu olarak kuyruk sokumundan, kopup hacetine karişmiş olarak tohum verir, amma siz siz olun, onu ve onlari mahpus edip, esir edip kullanmayin, bu sizin sonraniz için, çok kötü sonuclar meydana getirir, amma, inceleyecek bilim adamlari için, bazilarina bakmak, incelemek, ve bunun hak ve gercek odugunu, Allah in yeniden yaratma işleminide bu tohumdan yaptığını bilmesi, ve herkesin ögremesi için yegdir. amma dedimya onlari esir etmeyiniz. " Dikat matrix filimindeki insan tarlalarini hatirlayiverin, neydi o tarlalar, ve insan tohumlari, bilirmisiniz, ve sonunda kanala karişan tohumlar, gavurun bulupda, amma hikmetini bilemedigi yer."
---------oOo-------------------
onlar yatak elbisleri ile namaza durarlar
10 - Kılıksız bir halde, kirli iş elbisesi içinde veya başkasının yanına çıkamayacağı bir kıyafetle namaza durmak. Hz. Ömer (ra) kirden sakınılmayan hizmet elbisesi ile namaz kılmakta olan bir kimseyi görünce ona hitaben: "Seni bâzı kimselere göndersem bu elbise ile gider misin?" diye sormuş; o da, "Hayır" deyince: "Cenâb-ı Hak, kendisi için süslenilmeğe en lâyık olandır" buyurmuştur.
Namazda müstehab olan mu'tad elbisedir. Yani başkasının yanına da giyilerek çıkılabilen elbisedir. Gecelik ve pijamalar, evde giyilen mu'tad elbiseler olduğuna göre, onunla namaz câiz olur. Fakat evlâ olan pijama ve geceliklerle namaz kılmamaktır. Çünkü temiz olmama ihtimali mevcuttur.
11 - Kısa kollu elbise ile namaza durmak. Kolları dirseklere kadar sıvalı, lâubali bir vaziyette namaza durmak da mekruhtur.

يَا بَنِي آدَمَ خُذُواْ زِينَتَكُمْ عِندَ كُلِّ مَسْجِدٍ وكُلُواْ وَاشْرَبُواْ وَلاَ تُسْرِفُواْ إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yâ benî âdeme huzû zînetekum inde kulli mescidin ve kulû veşrebû ve lâ tusrifû, innehu lâ yuhıbbul musrifîn
Meali :
Ey Âdemoğulları! Her secde ettiğinizde (Namaz Kildiğinizda) ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.
(Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 31. ayet)
Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
(Namaz kılarken en iyi elbisenizi giyinin. Allahü teâlâ, kendisi için ziynetlenmeye, süslenmeye en layık olandır.)
( Hadis-i Şerif ,Beyheki)
Gecen haftadan kalan vaazin devami
"Cehennemliker demir olma makamina ererler" , den kasit yani mesele senin evinin tenceresi olma şerefine ermiş amma, haala azabi bitmemiş, günde iki defa, üc defa ocagin üstüne sürülüp, ce

yine senin evin caydanligi olmuş günde 5 defa ocagin üstüne sürülüp, ce

ya birr de mahellnin kahvehanesinin cay semaveri olduysa, günde kac defa ateşe sürülüyor yada ateşden hic inmiyor.
-----------oOo----------------

إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُواْ عَنْهَا لاَ تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاء وَلاَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn
Meali :
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.
(Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 40. ayet)
"deve igneinin deliginden gecesiye kadar yancaksaniz" ayeti ile yani deve ignenin deliginden nasıl gecer, yine deve yünü olupda, devenin yününün igneden gecip örüldügü cübbe oldugu kazak oldugu döneme kadar yanacaksiniz demekdir, ne zamani biliyoruz diyorki muhammedin veysel verdiği cübbe deve yünündendi yani en yakin dönem taa yaklaşik muhammed vaktine kadar yancaksiniz dmek gibi yasda odnan dah önce igen ile ve örmenin keşfoldugu yada dokumanin keşfoldugu zamana kadar yanacaklar, yani cennte giremeyecekler, cezalari o kadar uzun zaman sürecek.
sonra toprakdan çıkıp deve olrak dogmak yani devenin yedigi ot olup, yada annesidnen i

Kadının Kalktığı Yere, O Yer Soğumadan, hemen Oturmak Caiz Midir?
"Kadının Kalktığı Yere, O Yer Soğumadan hemen Oturmayın, oraya şeytan oturur."
( Hadis-i Şerif )
Eğer oturursan, vesvese ehli kimse olur cikarsin, artik senin kulagina o gün, şeytan fisildar durur, sende onun sözünü tutan cocugu olursun.
bu hadisdir, itiraz edeni rabbim o hastaliga dücar etsinde, o hadisin hak olduğunu bizatihi hakkal yakin tadarak bilsin ögrensin.
ve yine "yabanci bir kadinla,evlenmek helal olan yabanci bir kadinla, tenhalaşmayin."
( Hadis-i Şerif )
Bu bir Hadisi şeriftir, bunun hadis olduğunu itaraz edeni, rabbim onun zaraina dücar etsinde, hakkal yakin biztatihi tadarak

----oOo-------------
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Cennet halkı kıyamet günü Âdem’in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.”
( Hadis-i Şerif ,Kenzu’l-Ummal, H. No: 39383)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“(Ruh üflenmiş) bir düşükten bir pirifâniye kadar (cennetlik olan) her kes otuz üç yaşında, Âdem’in suretinde, Yusuf’un güzelliğinde, Eyyub’un ahlakında bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir simayla haşr edilirler.”
( Hadis-i Şerif , H. No: 39384)
####ALINTI#####
“Âlimler, dünya kadınlarının cennette bir yaşta olacaklarını, Hurilerin ise büyük-küçük (nefislerin arzu ettiği şekilde) çeşitli yaşlarda olacaklarını söylemişlerdir."
"Nebe sûresinde cennetliklere ihsan edilen nimetlerden bahsedilirken de cennet hurilerine atıfta bulunularak “ve kevâibe etrâbâ” buyrulmaktadır. Bu âyetteki “kevâib” gençliğin en ilk ve en güzel dönemini ifade etmekte olup, ergenliğinin ilk demlerindeki genç kızlar demektir. “Etrâben” ifadesi ise aynı yaşta (yaşıt) manasındadır.” (Muhtasaru Tezkireti’l-Kurtubî, s. 101)[2]
Peygamberimiz (s.a.v.) hadislerinde hicri yüzyıl başı olan Hicri 1400’de zuhur edecek olan; en büyük müceddid, kutb-u azam ve en büyük veli olan Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişini haber veren çok belirgin olayların varlığından bahsetmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen tüm bu alametlerin, içinde yaşadığımız Hicri 1400’lerde ardı ardına gerçekleşiyor olması, Hz. Mehdi (as)'ın çıkış döneminde olduğumuzu göstermesi açısından son derece önemlidir.
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların artarda kopması gibi.
( Hadis-i Şerif , Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)
Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerle bildirdiği ahir zamanda gerçekleşecek bu olaylar adeta birer zaman belirleyicisidirler ve aşamalı zamanları temsil etmektedirler. Bu yönleriyle; ahir zaman olaylarının bütünü bir saat gibidir ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurunu müjdeleyen olaylar, tüm safhalarıyla bu saat üzerinde aşama aşama mevcuttur. Öyle ki, bizim bu saate yani olayların akış sırasına bakarak ahir zamanın neresinde olduğumuzu tesbit etmemiz de söz konusu olmaktadır. Hatta yine Peygamberimiz (s.a.v.)’in ahir zaman ile ilgili bu hadislerine bakarak gelecekte olacak olaylar hakkında fikir sahibi olmamız da Allah'ın izniyle mümkündür. [3]
####ALINTI SONU #####